İnsan, Dunedain (3. Çağ 1 Mart 2931 – 4. Çağ 1 Mart 120) Arathorn ve Gilraen’nin oğlu, Arwen Undomiel’in kocası. Eldarion ve birçok kız çocuğunun babası. Dundedain’in son lideri ve Tekrar Birleşmiş Krallığın Kralı. Eriador kolcusu ve Yüzük Kardeşliğinin bir üyesi.
Aragorn, 3. Çağın 1 Mart 2931 yılında, Arathorn ve Sarışın Gilraen’nin oğlu olarak doğdu. Henüz iki yaşındayken babası orklar tarafından öldürüldü ve Dundedain’in Efendisi ve Isildur’un son varisi oldu. O ve annesi Ayrıkvadi’de Elrond’un bakımına alındılar.
Mirasını Dunedain’in düşmanlarından saklamak için Aragorn Ayrıkvadi’de, umut anlamına gelen Estel adıyla tanındı. Tam yirmi yaşına gelmeden ona gerçek neslini ve ismini açıkladılar. O zaman Elrond ona Isildur’un varislerinin nesilden nesile taşıdığı aile yadigarları olan Barahir’in Yüzük’ünü ve Elendil’in Kılıcı Narsil’in kırık parçalarını verdi. Ama Annuminas’ın Asası’nı, Onu kazanana kadar alıkoydu.
Ertesi gün Aragorn Ayrıkvadi’nin bahçelerinde gezinirken Arwen’le karşılaştı ve hemen onun güzelliğine, kadim bilgisine aşık oldu. Ama Arwen’e olan aşkı birçok yıl karşılık bulamadı. Çünkü Arwen yüzyıllar yaşamış bir elf, Aragorn ise henüz daha çok genç olan bir ölümlüydü. O zaman Ayrıkvadi’den ayrıldı ve otuz uzun yıl süren Orta Dünya’nın yabanındaki yolculuğuna başladı. Bu zaman süresince Sauron’a ve neden olduklarına karşı çalıştı.
Bu yıllar sırasında Gandalf’la dost oldular ve Rohan Hükümdarı ile Thorongil diye bilindiği Gondor’a gizlilik içinde hizmet etti. Hizmetleri onu uzak Batı’ya ve Sauron’nun hizmetkarlarının yollarını öğrendiği Doğu’ya getirdi.
Gondor’dayken Umbar’a doğru küçük bir filoya liderlik etti ve orada korsanların bir çok gemisini yaktı ve kişisel olarak Liman Kaptanı’nı yıktı.
Kırkdokuz yaşına geldiğinde Aragorn, Elf Krallığı LothloriÃ
n’de dinlenmek istedi. O bilmemesine rağmen Arwen bir süreliğine orda kalıyordu ve tekrar karşılaştılar. Aragorn, geçen uzun yıllar boyunca büyük bir endam ve güce erişmişti ve bir Elf Beyi gibi görünüyordu. Arwen sonunda aşkına döndü ve Yazortası Arifesi’nde, Cerin Amroth tepesi üzerinde bağlılıklarına dair birbirlerine söz verdiler. Ve aşkının göstergesi olarak, Aragorn Arwen’e Barahir’in Yüzük’ünü verdi.
Her ne kadar Elrond buna çok üzülse de, Aragorn ve kızı arasındaki sözü duyduğunda sessiz kaldı. Bir yarı-elf olması ve erkek kardeşini 2. Çağda bir ölümlü olarak kaybetmesi, bu aşkın sadece büyük bir kederi doğuracağını bildiriyordu.
Kızının bir insanla evlenmesini kabul etmedi, bu en büyüklerinden Aragorn olsa dahi, taki Gondor ve Arnor kralı oluncaya kadar. Kızının ölümsüzlüğünü bundan daha az birşey için feda etmesine izin vermek istemiyordu. Böylece Aragorn yabana döndü ve Dundedain tarafından kaybedilen krallığı tekrar ele geçirmek için daha fazla araştırmalar yaptı.
Birçok yıl dolaştı durdu, ta ki 3. çağın 3001 yılında Gandalf’ın gelip ondan Gollum’un aranıp yakalanmasında yardımını isteyene kadar. Av uzun ve görünüşte umutsuz olduğunu kanıtladı. 3. Çağ 3009 yılı gelmeden tekrar aradığı sırada, o zamanlar Anduin Vadisi ve Kuyutormanı arıyordu, bütün yollar onu Mordor sınırına götürdü. Sonunda 3. Çağın 3017 yılında onu Ölü Bataklıklar’da yakaladı ve Gandalf’ın onu sorguladığı Kuyutorman’daki Thranduil’ götürdü.
Daha sonra Aragorn, Yolgezer olarak bilindiği Eriador’un yabanında, bir kolcu olarak birçok yıl geçirdi. O sıra daha sağlamlaştı,ormanda yaşamasını bilen biri oldu. O günlerin en usta avcısı haline geldi ve düşmanlarının tuzaklarından kaçmakta daha da ustalaştı. Yüzlerce millik alanı ve buralarda yaşayan insanların hemen hepsini çok iyi biliyordu. Yüzük Savaşı’ndan bir yıl önce, zamanının çoğunu Shire sınırına gözcülük ederek geçirdi.
Gandalf’ın onu Frodo’nun seyahati hakkında bilgilendirdiği için, Gildor’un uyarısıyla Hobbitlerin Shire’dan ayrıldıklarını öğrendiğinde, onları Bree’de kendisine yetişene kadar bekledi. Onlara Kara Süvarilerin saldırılarından korunmalarında yardım etti ve sonra Bree ve Ayrıkvadi arasında uzanan uzun yol boyunca sahip olduğu tüm bilgi ve birikimi tüm zorluklara ve Kara Süvarilere karşı kullandı.
Weathertop’da Karasüvarilerin saldırını geçiştirdi ve kadim iyileştirme tekniklerindeki engin bilgisini kullanarak, Athelas’ı buldu ve Frodo’nun yarası için kullandı. Sahip olduğu kolcu özellikleri, Weathertop ve Ayrıkvadi arasındaki zor yolculukta ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Ayrıkvadi’de Elrond’un Divanı’na katıldı ve Yüzük Kardeşliği’nin bir üyesi seçildi. Ama kardeşliğin diğer üyeleri yolculuk için dinlenip, hazırlanırken O, Elrond’un Oğullarına katılarak, Tharbad’ın uzak Güneyindeki Greyflood Nehrindeki görevlerine öncülük etti. Döndüğünde, Elendil’in Kılıcı, Narsil’in kırılmış parçaları tekrar dövüldü ve Aragorn ona Batı’nın Ateşi anlamına gelen Anduril adını verdi.
Caradhras’ta, Kızılboynuz geçidinin kullanılması imkansızlığını kanıtladığında, Aragorn, daha önce bir kez oraya girdiğinden, Moria’nın kullanılmasına karşı çıktı. Ama Gandalf’ın liderliğine boyun eğdi. Büyücü Khazad-dum Köprüsü’nden düştüğünde, Aragorn kardeşliğin lideri oldu, onları hemen LothloriÃ
n’de güvenliğe götürmek istedi.
LoriÃ
n’den sonra Gandalf’ın amacının ne olduğunu bilmediklerinden, Aragorn grubu botlarla Parth Galen çayırlarına, Amon Hen, Görme tepesinin altına getirdi. Görme tahtında grubun geleceğini düşünüp taşındığı sırada, bir ork kuvveti onlara saldırdı. Frodo ve Sam kaçtılar ama Merry ve Pippin esir alındı. Ve ne yazık ki Boromir öldürüldü. Aragorn Gondorlu Adamı kurtarmak için geç kalmıştı ve bu yüzden Amon Hen’e tırmanmasından çok büyük bir pişmanlık duydu.
Boromir’in bedenini Anduin’in sularına bıraktıktan sonra, yakalanmış Hobbitleri kurtarmak için Rohan Otlaklarında bir kovalamacaya başladı. Üç avcı günlerce yarıştı ama Isengard’a doğru koşan orklara yetişemediler. Onun yerine Eomer’le karşılaştılar ve sonunda Gandalf Ak Süvari olarak geri döndü. Büyücü onlara Hobbitlerin Ağaçsakal’la birlikte güvenlikte olduklarını söyledi ve kendisiyle birlikte Edoras’a gelmelerini istedi.
Aragorn Helm’s Deep savaşında, surlarda tek başına düşman ordusuyla karşı karşıya gelerek ve bir çok ork öldürerek çok cesur bir savaşçı olduğu kanıtladı. Palantirin geriye alınmasından sonra Hornburg Kulesine geri döndü ve taşın gerçek kullanıcısı olarak onu kendi isteği doğrultusunda kullandı ve kendini Sauron’a gösterdi. Ayrıca Aragorn Palantiri Gondor’un Güney Sahillerine yaklaşmakta olan Korsanların filosunu görmek için kullandı. Bu, onun görevi olan Ölülerin Yolu’ndaki seyahatine ikna etti.
Korkusuzca Yol’da ilerledi ve Erech Taşı’nda Sözlerinden Dönen Ölüleri çağırdı.Hayalet Ordu onu Pelargir’e kadar izledi, en sonunda onu geçerek Umbar’ın gemilerini darmadağın ettiler. Aragorn ve limanın insanları gemilere bindiler ve rüzgarın ani değişikliğiyle Anduin’in sularında hızlı bir şekilde Gondor’a doğru yol aldılar.
Aragorn savaşın gidişatını değiştirerek ve çayırların ortasında EomÃ
r’le karşılaşarak, Pelennor Çayırları Savaşının son bölümüne gelmiş oldu. Vekilharç kendisini çağırana kadar Minas Tirith’e kral olarak girmek istemediği için, oraya kolcu şeklinde giyinerek ilerledi. Bir kere hızlı bir şekilde, Faramir, Eowyn ve Merry’nin hayatlarını kurtardığı Ãifa Evlerine gitmek için girdi.
Mordor’un Kara Kapısı’nın önünde Aragorn, Sauron’un Ağzı ile tartıştı ve büyücüyü kısa bir azim savaşıyla yendi. Sauron’un Ağzı’nın geriye çekilmesi ve Sauron’un Ordularının Marannon’da dışarı çıkmasıyla, Aragorn ordularını emri altına aldı ve Kartalların yardımı ve tabii ki Yüzük’ün yok edilmesiyle savaş kazanıldı
Sonunda herşey geçmiş, Sauron yok edilmiş ve Kral dönmüştü. Aragorn ve galip gelen ordu Minas Tirith’e döndü ve orada ona Kral Elessar olarak Gandalf tarafından taç giydirildi. Elfçe’de Yolgezer anlamına gelen Telcontar’ı kendisine soyisim olarak aldı. Ardından Arwen ve Elrond geldiler. Elrond ona söz verdiğini yaptı ve Yazortası Arifesi’nde 3. Çağın 3019 yılında Aragorn ile Arwen evlendiler.
Elessar olarak Gondor ve Arnor’un Yeniden Birleşmiş Krallığı’nı uzun süre idare etti. Ve Arwen ona bir erkek çocuk, Eldarion ve bir çok kız çocuğu verdi. Ama sonunda, normal insanlardan üç kere daha fazla yaşamıştı, O da yoruldu ve zamanının geldiğini anladı. 4. Çağın 120. yılının 1 Mart’ında, Kralların Evi’nde kendisi için hazırlanmış taş yatağa kendi isteğiyle yattı. Burada Eldarion’a veda etti ve tacı ile Asasını ona verdi. Ve burada, Arwen’e son kez elveda dedi ve bir daha asla uyanmayacağı son derin uykusuna daldı.
Aragorn’a birçok isim verildi, Arwen tarafından Elftaşı, Bree insanları tarafından Yolgezer, Minas Tirith şifacıları tarafından İyileştirici, Bilbo tarafından Dunadan, Bill Eyrelti tarafındanUzunbacak, Eomer tarafından Kanatayak gibi
Thranduil: Gri Elf; Woodland Realm'ın (Ormanlık Diyar) kralı ve Legolas' ın babasıdır. 2. Çağ' ın başlarında Lindon' da yaşayan Thranduil, 3. Çağ' da Ulu Yeşilorman' ın kuzey kıyısında krallığını kurdu ve bu krallık, Dol Guldur'da saklanan Sauron'un kötü güçlerinin saldırılarına rağmen iki çağ boyunca varlığını süldürdü. Güneşin Üçüncü Çağı'nda Thorin ve Bilbo Baggins'in de içinde bulunduğu Beş Ordular Savaşı' nda orklara karşı insanların ve cücelerin yanında savaştı
Cirith Ubgol'da yaşayan dev ölümcül örümcek, kötü ruhlu bir Maia olan Ungoliant'ın kızıdır Shelob. Beleriand'ın yıkılışından kurtulan Shelob Mordor'a gelmiş çocukları ise Mirkwood'da yaşamıştır. Doğum ve ölüm tarihi tam olarak bilinmez fakat Güneşin 1. çağının başlarında ortaya çıktığı ve 4. çağda bile yaşamına devam ettiği söylenir. Sauron'un hükümdarlığı sırasında Cirith Ungol'da ki varlığına hiç bir tehdit gelmemiş aksine Sauron Mordor'a sızmaya çalışan düşmanları engellediği için uzun yıllar onu orklarla beslemiştir. Yüzük Savaşı sırasında Gollum'la yaptığı anlaşma sonucunda Frodo Baggins'e saldırır fakat Frodo'nun sadık hizmetkarı ve dostu Samwise Gamgee sayesinde Frodo'ya dokunamayarak yaralı bir şekilde inine geri döner ve ordan bir daha çıkıp çıkmadığı hiçbir hikayede anlatılmaz
Vala Aule’nin Maia’sı olan Sauron, dünyanın kara düşmanı olarak adlandırılan Vala Melkor’un sağ kolu idi. Başlangıçta Aule’nin Maia’sı olan Sauron, böylelik sonradan kötülüğe dönmüştü.
Karanlığın Çağları’nda Sauron, Melkor’un güçlü kalesi Utumno’nun Melkor’dan sonraki en güçlü ismi idi. Melkor Valar tarafından zincirlenip Undying Lands’e (Ölümüsüz Topraklar) götürüldüğünde onun yerine Angband’ı yönetmişti. Melkor ağaçları yok edip bir çağı kapattığında Angband’ı onun için ayakta tutan Sauron’du. Sonunda Valar’ın Melkor’u bir kez daha malup edip sonsuza kadar boşlukta kalmaya mahkum ettiklerinde ve Angband’ı yok ettiklerinde Sauron’da ortadan kayboldu.
Güneşin İkinci Çağı’nda Sauron tekrar ortaya çıktı. Fakat asıl kimliğini saklıyordu. Eregion’daki demirci elflerle dostluk kurdu. Elfler ona Annatar yani “hediyeler veren” diyorlardı. Sauron bu yeni kimliği ile elflerle birlikte güç yüzüklerini yaptı. Ardından hepsine hükmetmek için Tek Yüzük’ü yaptı. Fakat elfler tarafından fark edildi ve böylece Sauron ile elfler arasından savaş başladı. 1500 yıl boyunca Sauron, Mordor’dan tüm Orta Dünya’ya kötülük saçmaya başladı. En sonunda Numenoreans’ın elflerin yardımına gelmesiyle kötülüğüne ara vermek zorunda kaldı. Numenor’un gücünü gören Sauron, onları savaşarak yenemeyeceğini fark etti ve Barad-Dûr’den çıkarak teslim oldu, Numenor’a götürüldü. Burada ölümlü insanların zayıflıklarını kullandı. Valar’ın onlardan korktuğunu kulaklarına fısıldadı. Gururları okşanan Numenor insanları zamanla onun düşman olduğunu unuttular ve en sonunda Valar’a karşı bir ordu gönderdiler. Bu Valar tarafından affedilmezdi. Numenor yok edildi, denizine gömüldü. Bu sırada Numenor’la birlikte denize gömülen Sauron fiziksel biçimini kaybetti.
Fakat Sauron bir Maia idi. Ruhu güçlüydü ve hala gücünün büyük kısmını aktardığı Yüzük duruyordu. Bu nedenle Mordor’a döndü. Artık olağanüstü korkuç bir kara savaşçı görünümündeydi ve kötülüklerine kaldığı yerden devam etti. Fakat Numenor’un yok edilişi sırasında bütün insanlar Valar’a karşı çıkmamışlardı. Kendilerine inançlı diyen bir grup insan Elendil önderliğinde Valar’a karşı açılan savaşa katılmamış ve Orta Dünya’ya gelmişlerdi. Elendil’in insanları Orta Dünya’ya yerleştiler ve krallıklar kurdular. Kaçınılmaz olarak bir süre sonra Sauron ile karşı karşıya geldiler. Elfler ve insanlar Son İttifak adı verilen bir ordu ile Sauron’a karşı koydular. Yıllar süren kuşatmanın ardından Sauron kara kalesinden çıktı ve savaşmaya başladı. Fakat Isildur Sauron’un parmağını kesip yüzüğü aldığında bürünmüş olduğu kara savaşçı görüntüsü de kayboldu. Fakat Sauron’un gücü Tek Yüzük’teydi bu nedenle Yüzük yok edilmediği sürece yok olmazdı. Isildur Yüzük’ü yok etmeyince Sauron’da yok olmadı.
Sauron son kez Orta Dünya’ya döndüğünde bu sefer kendini sadece büyük kapaksız bir kırmızı göz ile simgelemişti. 2000 yıl boyunca Mirkwood’da Dol-Guldur’da saklandı. Bu sırada Nazgul onun gelişi için orduları ve Mordor’u hazırlamaya başlamıştı bile. En sonunda Yüzük elinde olmasa bile kendini açık etti ve Mordor’a gitti. Barad-Dûr’u tekrar inşa etti. Fakat son hükümdarlığı kısa süreli oldu. Hobbit Bilbo Baggins tarafından bulunan Yüzük, Frodo Baggins tarafından yapılmış olduğu Mount Doom ateşine atılarak yok edildi. Yüzük’ün yok edilmesiyle birlikte gücünün çoğunu ona aktaran Sauron’da varlığını devam ettiremedi ve Yüzük ile birlikte yok oldu.
Güneşin Üçüncü Çağı’nın 1000. yılında Orta Dünya’ya beş güçlü Maia geldi. Görevleri Sauron’a karşı özgür halkları örgütlemek olan bu beş Maia, Orta Dünya’ya Valar tarafından gönderilmişti.
İnsan görünümlü bu beş Maia’ya Istari adı verilmişti. İkisi mavi elbiseler giymişti, birisi kahverengi pelerine birisi ise gri pelerine bürünmüştü. İçlerinden sadece bir tanesi beyaz giyisiler içindeydi. Bu Istari Undying Lands’de (Ölümsüz Topraklar) Demirci Aule’nin Maia’sı olarak bilinen Curumo idi. Sesini büyük bir ustalıkla kullanıyor, Orta Dünya’da ki tüm ırklara öğütler veriyor, yardıma muhtaç olanlara yardım ediyordu.
Bilgisinin derinliği yüzünden Elfler ona maharetli adam anlamına gelen Curunir ismini vermişti. İnsanlar ise onu Saruman olarak biliyorlardı. Saruman aynı zamanda Sauron’a karşı kurulmuş olan Divan’ın da başı idi. Orta Dünya üzerinde uzun zaman dolaştı, yüzük irfanı hakkında bilgiler topladı ve bu konuda uzmanlaştı. Fakat yüzükler hakkındaki bilgileri arttıkça özgür Orta Dünya halkı ile daha az ilgilenir oldu ve sonunda Isengard’da bulunan Orthanc ismiyle bilinen kuleye yerleşti. Saruman Tek Yüzük’ün yok edilmediğini Orta Dünya üzerinde bir yerler bulunmayı beklediğini biliyordu. Zamanla Tek Yüzük’e sahip olma fikri Saruman’da saplantı haline geldi. Gandalf ve Divan üyeleri Sauron’un Dol-Guldur’da tekrar ortaya çıktığından kuşkulandıklarında onları Saruman sakinleştirdi. Dol-Guldurda’ki kötülüğün Sauron olduğunu biliyordu, fakat Saruman şimdi zorla kendini göstermesine neden olup onun Yüzük’ü arama sürecini hızlandırmak istemiyordu. Bu nedenle Gandalf’a ve Divan’a engel oldu. Fakat daha sonra Gandalf Dol-Guldur’a tek başına gitti ve bu kötülüğün Sauron olduğu kesinlik kazandı. Aralarında Saruman’ın da bulunduğu Divan, Sauron’u Dol-Guldur’dan çıkarttı.
Bundan sonra Saruman daha da içine kapandı. Artık öğüt vermiyor, Divan’a bile katılmıyordu. Orthanc’da yüzük ilmini çözmek ve Tek Yüzük’ü bulmak için var gücüyle çalışıyordu. Fakat tek yaptığı araştırma değildi. Orklardan ve Uruk-Hai ismini verdiği bir ork sınıfından ve Rohan’ın başına her zaman bela olmuş olan Dunlendings’lerden oluşmuş bir ordu kurmuştu. Bu ordudan uzunca bir süre kimsenin haberi olmadı.
Yüzük Savaşı sırasında Saruman kötü niyetini belli etti. Kendisinden tavsiye almak için gelen Gandalf’ı Ortahanc’a hapsetti, fakat Gandalf kurtulmayı becerdi. Saruman ordusu Helm’s Deep’de ki Harnburg savaşında yok edilirken Isengard’da Entler tarafından abluka altına alındı. En nihayetinde Gandalf Orthanc’a gitti ve Saruman’ın gücünü elinden aldı ve hayatını bağışladı. Fakat Saruman’ın kötülüğü hala duruyordu. Bu nedenle en nefret ettiği halk olan Hobbit’lerin ülkesi Shire’a gitti. Bu da onun sonu oldu. Kendisi ve yardımcısı Grima Wormtongue burada öldürüldü.
Peregrin Took, Shire'lı bir Hobbittir. Üçüncü Çağın 2990. yılında doğan Peregrin Took, Shire Ãerifinin oğludur. Frodo Baggins'in sadık bir arkadaşı olarak 3019 yılında Yüzük Seferine katıldı. Yüzük Kardeşliği bozulana dek Kardeşlik ile birlikte pek çok macera atlattı ve bu olayın ardından arkadaşı Merry (Meriadoc Brandybuck) ile birlikte Orclar tarafından esir alındı. Ãanslı bir biçimde Fangorn Ormanına sığınan iki Hobbit, Ent Ağaçsakalı ile karşılaştılar ve Entlerin Isengrad'a saldırmaya ikna edilmesinde önemli rol oynadılar. Daha sonra Gandalf, Pippin'i Gondor'a götürdü ve Pippin burada Gondor'un hizmetine girerek Kale Bekçisi ünvanını aldı ve Kral Vekilinin oğlu Faramir'in hayatının kurtarılmasına yardımcı oldu. Mordor'un Kara Kapısı önünde yapılan savaşta Pippin bir Troll öldürerek ün kazandı. Aynı yıl daha sonra Shire'a döndüğünde, Bywater Savaşında dövüştü. Tam tamına yüz otuz beş santimetre boyunda olan Merry ile Pippin tarihteki en uzun Hobbitlerdi; bu boylarını içtikleri Ent İçeceklerine borçluydular. Dördüncü Çağın 14. yılında Pippin, Shire Ãerifi oldu ve bu görevini 64 yılına dek sürdürdü. Merry ile birlikte hayatlarının geri kalanını Rohan ve Gondor'da geçirmeye karar verdiler ve burada öldüklerinde büyük bir onurla Kral Mezarlığına gömüldüler.
Meriadoc Brandybuck, Shire'lı bir Hobbittir. Üçüncü Çağın 2982. yılında doğan Meriadoc Brandybuck, Buck-ülkesinin efendisi Saradoc Brandybuck'ın oğludur. 3018 yılında Merry, Yüzük Kardeşliğinin dört Hobbit üyesinden biri olarak seçildi. Kardeşlik bozulana dek pek çok macera atlattı ve bu olayın ardından arkadaşı Pippin (Peregrin Took) ile birlikte Isengrad Orclarınca esir alındı. Orc lar Rohirrim'in saldırısına uğradığında iki Hobbit Fangorn Ormanına sığınarak Entlerin Isengrad'a saldırmaya ikna edilmesinde önemli rol oynadılar. Merry daha sonra Rohan Kralı ThÃ
oden'in hizmetine girdi. Pelennor Düzlükleri Savaşında kalkan kızı Éowyn ile birlikte Morgul'un Cadı Kralını öldürerek kahraman oldu. Bu olayda neredeyse kendisi de ölen Merry'yi, Aragorn iyileştirdi. Aynı yıl daha sonra Shire'a geri döndüğünde, Bywater Savaşında dövüştü. Merry daha sonra Estella Bolger ile evlenerek, Buck-ülkesinin efendisi olarak babasının yerini aldı. Tam tamına yüz otuz beş santimetre boyunda olan Merry ile Pippin tarihteki en uzun Hobbitlerdi. Dördüncü Çağın 64. yılında Merry ile Pippin, Shire'dan ayrılarak hayatlarının geri kalanını geçirmek üzere Rohan ve Gondor'a gittiler. Burada öldüklerinde büyük bir onurla Kral Mezarlığına gömüldüler.
Meriadoc Brandybuck, Shire'lı bir Hobbittir. Üçüncü Çağın 2982. yılında doğan Meriadoc Brandybuck, Buck-ülkesinin efendisi Saradoc Brandybuck'ın oğludur. 3018 yılında Merry, Yüzük Kardeşliğinin dört Hobbit üyesinden biri olarak seçildi. Kardeşlik bozulana dek pek çok macera atlattı ve bu olayın ardından arkadaşı Pippin (Peregrin Took) ile birlikte Isengrad Orclarınca esir alındı. Orc lar Rohirrim'in saldırısına uğradığında iki Hobbit Fangorn Ormanına sığınarak Entlerin Isengrad'a saldırmaya ikna edilmesinde önemli rol oynadılar. Merry daha sonra Rohan Kralı ThÃ
oden'in hizmetine girdi. Pelennor Düzlükleri Savaşında kalkan kızı Éowyn ile birlikte Morgul'un Cadı Kralını öldürerek kahraman oldu. Bu olayda neredeyse kendisi de ölen Merry'yi, Aragorn iyileştirdi. Aynı yıl daha sonra Shire'a geri döndüğünde, Bywater Savaşında dövüştü. Merry daha sonra Estella Bolger ile evlenerek, Buck-ülkesinin efendisi olarak babasının yerini aldı. Tam tamına yüz otuz beş santimetre boyunda olan Merry ile Pippin tarihteki en uzun Hobbitlerdi. Dördüncü Çağın 64. yılında Merry ile Pippin, Shire'dan ayrılarak hayatlarının geri kalanını geçirmek üzere Rohan ve Gondor'a gittiler. Burada öldüklerinde büyük bir onurla Kral Mezarlığına gömüldüler.
Gondor'un Dúnedain kralıdır. İkinci Çağın 3319 yılında Númenórean prensi Isildur, kardeşi Anárion, babası Elendil ve onları izleyen diğer insanlar ile birlikte, Númenór'un Yıkılışından kaçmayı başardılar. Orta Dünyada Isildur ile Anárion, güneyde Pelargir, Minas Ithil, Minas Anor ve Osgiliath'ı inşa ettiler ve birlikte Gondor kralları olarak hüküm sürdüler. Isildur, 3429 yılında Sauron şehri ele geçirene kadar Ithilien Lordu olarak Minas Ithil'de yaşadı. Bu olay üzerine babasının kuzeydeki krallığı Arnor'a kaçarak, kardeşini Gondor'un geri kalanını savunmak üzere burada bıraktı. 3434 yılında, Dagorlad Savaşında Sauron'un ordusunu yenen Elfler ve İnsanların Son Müttefik Ordusu ile birlikte geri geldi. Fakat hem kardeşi hem de babası çarpışmalarda öldü. 3441 yılında Isildur sonunda Sauron'u yenerek, elinden Tek Yüzüğü kesip aldı. Bu zaferden sonra Isildur, Tek Yüzüğün gücüne kapılarak, onu yok etmeyi reddetti. İki yıl kadar sonra Isildur, Gladden Otlaklarında bir Orc çetesi taradından pusuya düşürüldü. Nehrin karşı tarafına yüzerek kaçmak için Tek Yüzüğün görünmezlik gücünden yararlanmak istedi. Fakat Tek Yüzük suda kayarak parmağından çıktı ve Isildur Orclar tarafından öldürüldü.
Gollum, eski bir Hobbittir. Gollum bir zamanlar, Anduin Vadilerindeki Gladden Düzlüklerinde doğmuş olan SmÃ
agol adlı bir Stoor Hobbitiydi. Üçüncü Çağın 2463. yılında SmÃ
agol'un kuzeni DÃ
agol balık tutarken Tek Yüzüğü buldu ve onu hemen öldüren SmÃ
agol Yüzüğü ele geçirdi. Yüzüğün gücü SmÃ
agol'un yaşam süresini uzattıysa da, onu tanınmaz hale getirdi. Bundan sonra konuşurken çıkardığı çirkin, mideden gelen sesler yüzünden Gollum adıyla tanındı. Işıktan korkan hayaletimsi bir yaratık haline geldi ve pis cinayetler işleyerek ve kirli etler yiyerek yaşadı. Yalnızca derin mağaraların karanlık yeraltı göllerinde huzur buldu. Derisi tüysüz, kara renkli ve nemli, bedeni ise zayıf ve kemikli bir hal aldı. Başı bir kafatasına benzedi, gözleri ise bir balığınkiler gibi yuvalarından fırladı. Dişleri Orclarınki gibi uzadı ve Hobbit ayakları düzleşerek perdeli hale geldi. Neredeyse beş yüz yıl boyunca Gollum, Sisli Dağların altındaki mağaralarda gizlenerek yaşadı.
Daha sonra 2941 yılında Gollum'un mağarasına bir kader ziyareti yapan Bilbo Baggins, Tek Yüzüğü ele geçirdi. 3019 yılında Gollum sonunda yeni Yüzük Taşıyıcısı Frodo Baggins'i yakaladı fakat yenemedi. Bir süre için Frodo Gollum'u evcilleştirmiş gibi göründüyse de, Gollum ihanetlerinden vazgeçmedi. Böylece son dakikada, iyi Frodo bile Kıyamet Dağında Yüzüğün gücünün etkisine girdiği sırada Gollum, Kıyamet Yarıklarının kenarında Yüzük Taşıyıcısına saldırdı. Tüm kötü gücünü bir araya toplayarak, Frodo'nun parmağını ısırıp kopardı ve Yüzüğü ele geçirdi fakat tam da bu zafer anında dengesini kaybederek değerli ganimeti ile birlikte Yeryüzünün ateşli karnına düşerek yokoldu
Gil-Galad Lindon'un Elf kralıdır. Gil-Galad, Güneşin Birinci Çağında Beleriand'daki Hithlum'da Yüksek Kral Fingon'un oğlu olarak dünyaya gelmişti. Babasının ölümünden sonra 473 yılında Balar Adasına kaçmak zorunda kalan ismi "parlak yıldız" anlamına gelen Gil-Galad, Gondolin'in yıkılışı ve amcası Turgon'un ölümünden sonra 511 yılında Yüksek Kral oldu. Beleriand'ın batışından sonra Gil-Galad, Lindon'da kalan Noldor Elflerinin kralı oldu. İkinci Çağda Gil-Galad askerlerini Sauron ile Elflerin Savaşına yolladı ve daha sonra Elfler ve İnsanların Son Müttefik Ordusunda Dúnedain'e katıldı. 3434 yılında elinde korkulan mızrağı Aeglos ile Gil-Galad, Müttefik Ordulara Dagorlad Savaşı'nda önderlik etti. Sauron'un güçleri yokedildi ve Müttefik Ordular yedi yıl boyunca Mordor'u kuşattılar. Sauron ortaya çıkmaya zorlanarak yenilgiye uğratıldı fakat bu son düello sırasında hem Dúnedain kralı hem de Gil-Galad öldü.